Atam böyle  adamlara  iktidarı verdik  sana  karşı  utanç içindeyiz ,

            AFFEDİLMEYENLER

         Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Fortune dergisine verdiği röportajda ,   Babacan, NATO’nun Afganistan’a ilave muharip Türk askeri gönderilmesi talebine ilişkin bir soru üzerine,   “Biz kuşkusuz Afganistan ile ilgili desteğimizi sürdüreceğiz, askeri desteğimizi de sürdüreceğiz. Bütün bu unsurların; yaptığımız yardımın ve desteğin artmasını da istiyoruz” şeklinde konuşurken, daha önce söylediği “Spesifik olarak askeri konularla ilgili kararlarımızı önümüzdeki günlerde vereceğiz” sözlerini yineledi.       

        “Bunlar bizimle mezara kadar gidecek konular”   

http://www.sol.org.tr/index.php?yazino=29722

Babacan, “Sizin anılarınızı ne zaman yazacağız” şeklindeki bir soru üzerine, Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı çalışmaların yüzde 90’ının, hiçbir zaman anlatamayacakları işler olduğunu söylerken “Bunlar bizimle mezara kadar gidecek konular” şeklinde konuştu.  ( kayıtlara  geçmiştir .) 

 Türk Milletine ihanet ettikleri  için açıklayamıyorlar. Başka  ne  sebep  olabilir ki .

                     Bir  dışişleri  bakanı  düşünün  yaptıkları  çalışmaları   meclisinden ve halkından saklıyor . Bunun adına da DEMOKRASİ  diyorlar  , bu nasıl demokrasiyse . Türkiye  Cumhuriyeti nin  geldiği   acı  noktayı  göstermesi   bakımından çok önemli  bir   söylem ,  tabi ki  bir şeyin önemli  olması  için o şeyin  dikkat çekmesi ve ciddiye alınması  gerekir . Bunu  şunun için yazıyorum ,    Babacan  ın   bu kadar  önemli  açıklamaları , Türkiye de  ne muhalefet  ne de  karar  alıcıları  tarafından  ilgi  görmüyor  , duyulmuyor   bile , bir  taraftan da  Türkiye de demokrasi  diye  yırtılınıyor .  Demokrasi   öncelikle  , açıklıktır ,şeffaflıktır ,   halkından gizli  , saklı  kararlar  alamazsın . Bu tip  uygulamalar  ancak   despotik rejimlerde  olur .  Demek ki  Türkiye  de   tek  parti  despotizmi  var .     

                  Öyle olmasa  , dışişleri  bakanı  niçin  “ mezara  kadar  gidecek  konular  “ diye  , yapmış  oldukları  çalışmaları  halkından gizler .   Demek ki  , Türkiye nin  ulusal  çıkarları  yok  sayılıyor   , bunun  yerine  amerikanın  ve israil in  çıkarları  ve  güvenliği  ön plana  çıkarılıyor  .  Başka  ne  diye  yapılanları  saklama  gereği  duyulsun ki ?  Emin  olun  böyle  bir  açıklama   dünyanın   hangi  ülkesinde  yapılsaydı  o  ülkede  o  iktidar  çoktan  yargılanmış  ve  en  ağır  cezaya  çarptırılmıştı .

        Türkiye de  özellikle  CHP  gibi  sabah  9  akşam 5  muhalefet yapan   ve   sadece   milliyetçilik  adında  kalan   MHP  gibi  partiler ve muhalefet  olduktan sonra  , Türkiye  Cumhuriyeti  ayaklarınızın altından çekilir fark edemezsiniz . 

    Kimse de  çıkıp  dışişleri bakanına  sormuyor ! " sizinle  mezara kadar gidecek olan bilgiler nedir , Türk Milletinden neyi  saklıyor  gizliyorsunuz , buna hakkınız  var mıdır  ? "

                Bütün bunlar  emperyalistlerin ve  işbirlikçilerinin başarısı  olsa bile  ,  bu şer grubun  en büyük  başarısı  , AKP  gibi emperyalist  işbirlikçisi  bir  partiyi  mükemmel  denilecek  bir  toplum   mühendisliğiyle  Türkiye de iktidara  taşıdılar .  Sonuçta  emperyalizm yenilecektir . Ne yazık ki  acılar yaşansa da ,  bu durum dünyanın  neresine  giderseniz  gidin emperyalizmin  kaçınılmaz  sonucudur .

              Tabi  bu  süreçte  yine   acıların  ve  karmaşanın   yaşanması    kaçınılmazdır .  

Şimdi  Babacan a  sorsan “ Müslümanım “  diyecektir  , fakat nasıl  bir  Müslümanlıksa  , Müslümanları  tüm  dünyada  katleden  amerikalıların , siyonistlerin   ve batının hizmetindeler .  Bu  Müslümanlık  değildir   , bunun  adı  işbirlikçilik – uşaklık  ve ihanettir  .

        Yaptıklarını  halkından saklayan bir  iktidar  affedilemez .

        AKP  iktidarının  yöneticileri  en kısa sürede , daha  fazla  zaman  kaybedilmeden  Türk  Yargısının  karşısına  çıkarılmak  zorundadır .

  NOT :   Tarih  AKP iktidarını , cumhurbaşkanını  , başbakanı  ve bakanlarını nasıl yazacak . Her şeyden kaçılabilir  ama  tarihin yargılamasından kimse kaçamaz  ve kaçamadı da .

Akıncı  30  Mart  2008