|
|
|
|
YAPILANLAR VE YAPILAMAYANLAR |
|
|
"1919 yılı Mart ayında başlayan tutuklamalara İngilizler, 1920 yılı Kasım ayına kadar devam ettiler. Bu süre içinde Malta'da toplam 144 kişi toplanmıştı .Tutukluların dışarıyla yapacakları her türlü haberleşme
de,esirlerde olduğu gibi, İngilizlerin kontrolü altına alındı. İşgalden hemen sonra, 27 Mart 1920'de, İngiliz Yüksek Komiserliği, Osmanlı Hariciye Vekâletine gönderdiği yazıda mektupların, kendileri vasıtasıyla tutuklulara gönderilebileceğini bildirmişti .
İngilizlerin bu hareketine karşılık olmak üzere Mustafa Kemal tarafından Anadolu'da da birtakım tedbirler alındı; kontrol subayı Yarbay Ravvlinson'dan başka, Anadolu'da yakalanan İngiliz askerleri tutuklanmaya başlandı. Bunlar, Malta'da tutuklu bulunanları kurtarmak için elde koz olarak kullanıldı. İngiliz esirlerinin içinde en önemlisi Ravvlinson' du; ondan sonra Yüzbaşı Campell ve Teğmen Bovvring gelmekteydi İngiliz esirlerin, özellikle Yarbay Rawlinson,un serbest bırakılması için Londra'da esir ailelerinden başka, Rawlinson'un eşi ve İngiliz Parlamentosunda etkili olan kardeşi Lord Rawlinsonca İngiltere Dışişleri Bakanlığına baskı yapılıyordu dolayısıyla , TBMM ile İngiltere arasında mübadele anlaşmasının imzalanması, bunların kurtulmaları için tek çıkar yol olacaktı."
Tarih önümüzdeki en büyük yol göstericidir. Başımıza açılan belalardan tarihten ders alarak kurtulabiliriz. Bu gün ülkemizde ordumuzun başına gelenler , aslında Türkiye nin başına gelenlerle eş değerdedir . Eğer ordumuzun başına bir bela geldiyse bir müddet sonra bu bela Türkiye nin ve insanlarının başlarına da gelecek demektir.
Saçma sapan ama oldukça etkili bir yolla ordumuz personeli sindirilmeye çalışılmaktadır. Bu aşağılık girişim ve cüret amerika tarafından akp ye yaptırılmaktadır.
Şimdi , savunma refleksleri harekete geçmeye başlayıp , amerikalı bir subayın başına bir çekiç düşse , amerikalı bir subay kaybolsa, bir amerikan uçağı arıza yapıp düşse. Durduk yere bir amerikan uçağı infilak etse , conilerin toplandığı yerde bir çakmak patlasa , bir coni gemisi yansa veya birden batsa. Bir amerikan işbirlikçisi düşse kafasını kırsa. İşbirlikçilerin başlarına da belalar gelse.
Direkt ordumuza saldırmadan önce amerika bu taktikleri yıllarca üstümüzde denedi, tatbikattan dönen bir savaş gemimizi vurdu , askerlerimizi şehit ettiler. Jandarma genel komutanın uçağına sabotaj yaptılar , askerimizin başına kalleşçe çuval geçirdiler . pkk yı , asala yı kurdular , eğittiler ve silah verdiler . Hangi birini sayayım. Son olarak da resmen TSK nin komuta kademesine müdahale ederek , emir komuta zincirini kendilerine göre yapılandırmaya başladılar.
Bu hokkabazlığa artık bir şekilde dur denilmelidir.
Son sözü Türkiye Cumhuriyeti ni kuran ordu söyler .
TSK ne karşı sistematik olarak bu yapılanları gördükçe ve hepsinden önemlisi , TSK nin bu olanlara sessiz kalması akıllara üst düzey komuta kademesinin fetullahın kadrolarının eline geçtiğini gösteriyor . Millicilerin tasfiyeleri bilinçli olarak yapılıyor . Fakat Türk Ordusu dinamik bir ordudur . Dünyanın en deneyimli ordusudur . Her türlü belayı tarih içinde yaşamış ve başından def etmesini bilmiştir . Daha dünyada amerika denilen korsan devlet yokken Türk Ordusu vardı. Yine ordunun içinden çıkacak bir bahadır , bu rezil oyunları yapanların üstüne yıkıp altında bu hainleri ezer ve yokeder .
|
|
|
|
|
|
|
Toplam 133500 ziyaretçi (314148 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|