Egemenliği ab ve amerikaya devrederken millete ne diyeceğiz diye sormuyorsunuz , Türk Yargısı karşınıza dikilince mi , soracağınız tutuyor .

ORDU ŞİMDİ DE YARGI
Öncelikle görevini yapan Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Abdurrahman Yalçınkaya ‘yı yürekten kutlarım .
Türkiye de demokrasinin önünde engel olarak hep ordu gösterilir ve orduya karşı olmak demokratlığın ölçüsü olurdu . Şimdi de hedefe yargı oturmuştur .
Demokrasi bir kurumlar rejimidir , demokrasi bu kurumların birbiriyle uyumlu çalışmasıyla sağlıklı işler ve gelişir . Eğer iktidar olan parti sandıktan çıktım diye her istediğini yapacak olursa , o zaman o rejimin adı tek parti düzeni faşizm - nazizm veya dikta olur . Seçilen parti belli bir süre için seçilmiştir , bu nedenle sistemi ve her şeyi kendine göre değiştirmeye hakkı yoktur . O zaman seçimlere ne gerek var . Düşünelim her seçilen ve iktidar olan parti anayasayı kendine göre değiştirmeye kalksa , amerikanın ve ab nin çıkarlarına göre yasaları çıkartsa sonuç ne olur , ortada anayasa falan da kalmaz . Dikkat edin gelişmiş ülkelerin çoğunda anayasalar zırt pırt değiştirilmez.
Bir ülkede anayasayı değiştirme ihtiyacı doğduysa ki bu durum sık –sık olmamalı , bunu kurucu meclislerin veya toplumun tüm kesimlerini temsil eden bir kurulun hazırlaması ve meclise sunması gerekir . Bunun dışında yapılacak anayasa değişiklikleri şaibeli olacak ve ileride daha büyük sorunlara yol açabilecektir.
Aynen Türkiye de olduğu gibi . AKP iktidarının icraatlarıyla , Türkiye de hukuk yerlerde sürünmektedir . Halbuki AKP ler bilmiyorlar ki hukuk onlara da lazım olacak . Türkiye de vatanseverler , küreselci faşistlerle işbirliği yapmayanlar sudan sebeplerle tutuklanıyor , üstelik mahkemeye de çıkartılmıyor . Burada amaç yurtseverlere gözdağı vermektir .
AKP iktidarı amerika ve ab den aldığı destek ve güçle Türkiye nin üniter ve ulusal yapısını bozmak için acımasızca hareket ediyor . Bunun adına da demokrasi diyorlar .
İşin özü Lozan kaldırılıp yerine sevr getirilmeye çalışılıyor , türban da aynen sihirbazın örtüsü gibi , dönen bu acı ve acımasız oyunların üzerine örtülüyor ki millet görmesin diye .
Ben konuya farklı bir yerden bakacağım , bakın bir kere 22 Temmuz seçimleri her yönüyle şaibelidir . Bir ülkede iki kişiden biri bir partiye böyle kolay - kolay oy vermez , veya 30 yakın partinin katıldığı seçimlerde böyle bir sonuç da çıkmaz . Gerçi bu sonuç seçimden bir iki gün önce AKP nin yayın organı olmuş bir gazeteden ve sahiplerine hizmette kusur etmeyen Tarhan Erdem in yaptığı anketle duyurulmuştur . Böylece vatandaş çıkacak sonuca önceden hazırlanmıştır . Neticede bu seçim sonucunda bir gariplik vardır.
Son nüfus sayımına göre, son seçimde oy kullanan seçmen sayısının 5 milyon eksik çıktığı hesaplandı. Seçmen sayısı doğruysa da nüfus 5 milyon eksik olmalı. Yani 5 milyon kişi fazla ya da eksik . Bu ne garip durum !
Tayyip Bey in milletvekili seçilme süreci demokratik değildir .
“AKP, sandıktan çıktığında Gül Başbakan'dı. Edelman'ın Yüksek Seçim Kurulu'na yaptığı bir ziyaret ile Erdoğan'a Siirt'ten TBMM'ye girme yolu açılmış oldu. Jet Fadıl'ın Milletvekilliği iptal edildi, yerine Erdoğan Meclis'e girip Başbakan oldu. “
Şimdi basitçe bu parçaları birleştirelim , 5 milyon seçmen kayıp çok garip bir durum değil mi ? bir kere 5 milyon seçmenin seçim sonuçlarına çok önemli etkisi vardır . Bu soru cevaplanmamıştır . Bir büyükelçi hangi sıfatla bir ülkenin yüksek seçim kurulunu ziyaret edebilir ve amacı nedir ?
Jet Fadıl ın hakkında ki yolsuzluk nedeniyle milletvekilliğini iptal ediyorsun fakat , yine hakkında onlarca yolsuzluk dosyası olan birini milletvekili seçtirip , başbakan , hatta birini de cumhurbaşkanı yapıyorsun .
Bunların adına demokrasimi diyeceğiz şimdi .
Hepimiz hatırlıyoruz 22 Temmuz seçimleri oylama bittikten sonra çok kısa sürede 1-2 saatte nerede ise tüm sandıkların sonuçlarına ulaşılmıştı . Böyle kısa sürede sonuç almak , hangi teknolojiyi kullanırsanız kullanın , Türkiye gibi 40 milyon seçmenin ve yüz bin üzerinde seçim sandığının bulunduğu bir ülkede mümkün değildir . Anlaşılan bazı gizli eller devreye girmiş , AKP ye en az % 20 avans vererek , bilgisayarlar üzerinden % 47 sonucunun alınmasını sağlamışlardır .
Seçim sandıklarından gelen sonuçlar doğrudur , tek bir farkla , sandıklardan gelen sonuçlar AKP nin % 20 avansının üzerine eklenerek hesaplanmıştır . Neticede AKP eminim yine diğer partilerden fazla oy almıştır fakat gerçek oy oranı hiçbir zaman % 47 değildir . % 25 ile % 30 arasındadır . Bunları ispatlamak zordur ama imkansız değildir.
Garabetler burada başlamıştır . Sayın Savcı AKP yi kapatma davasını , sadece laik devleti ortadan kaldırma değil , ( gerçi laiklik ilkesi kalktı mı Türkiye nin tüm temeli ortadan kalkar ) yine de ulusal /üniter / sosyal ve hukuk devletini de ortadan kaldırma ve yok etme suçlarıyla da açsa daha iyi olurdu .
Bir kere egemenliğin ab ne devri , Merkez Bankası nın Ankara’dan taşınması , “babalar gibi satmak “ ne acı değil mi ? Bunların hepsi başlı başına vatana ihanet ve suçtur .
Türk Telekom un başında dony diye bir ingiliz var . utanç verici . Aynı “reji “dönemini yaşıyoruz sanki ; Bütün bunlar AKP nin kapanmasını ve yöneticilerinin yargılanmasını çok çok önceden gerektiriyordu .
Milletvekilleri kendilerine Gazi ayrıcalığı tanırken , sade vatandaşa ve emekliye köleliği reva görüyorlar , emekliye 215 YTL maaş bağlanması ve ömrünün sonuna kadar çalışması için sözüm ona reform adı altında ab ve imf nin sipariş verdiği yasaları çıkartıyorlar . Asgari ücretin altında emekli maaşı olabilir mi ? Emeklilikte tarihe karışıyor . bunun adına da reform diyorlar .
Tayyip Beyin oğlu kendine milyon dolarlık gemi alabiliyor , A. Gül hakkındaki kayıp trilyon davasına rağmen cumhurbaşkanı olabiliyor , maliye bakanı suçlarından kurtulmak için yasalar çıkartıyor . Bunların hangi birini yazayım . Şimdi bunların adına demokrasi mi diyeceğiz ? O zaman demokrasi , seçilmişlere var vatandaşa yok , çıkan sonuç bu . Peki herkes kanunlar karşısında nasıl eşit olacak ?
Dikkat edin sorular bitmiyor , umarım kısa sürede bu bu garabet ve demokrasi diye bizlere yutturulan zokadan kurtuluruz ve herkesin hakkındaki suçlardan yargılandığı ve hakkında en ufak şaibe ve yolsuzluk iddiası olmayan , küresel çeteyle işbirliği yapmayan insanların yönettiği bir Türkiye ye kavuşuruz .
Türkiye AKP döneminde birden tarikatlar cennetine dönüştü , özellikle amerikayla iç içe olan bir tarikat başının Türkiye üzerinde oynanan oyunlarda büyük katkısı vardır .
Gelinen son nokta geç kalınmış olmakla birlikte , bir başlangıç olarak önemlidir . Eğer bu süreç sağlıklı yönetilemezse , 6 yıldır hukuk tanımayan uygulamalarıyla tam bir nazi partisine dönen AKP bu sefer önü alınamaz şekilde çığrından çıkar . Bu parti en kısa sürede kapatılmalı ve yöneticileri , anayasanın değiştirilemez maddelerini değiştirmek ve egemenliği ab devretmek suçlarından yargılanmak zorundadırlar . Bir de haklarındaki yolsuzluk dosyalarından . Bu olay budama olmamalı , kökten kesilmelidir .
Meşhur deyimle içeride bu sefer parça kalırsa , Türkiye gerçekten çok büyük bir kargaşaya doğru sürüklenir .
Bu gelişmeyle ilgili fazla derinlerde bir şeyler aramayın , iktidar ve işbirlikçiler , Türk Milleti ni koruyan öncü setlerden bir tanesine çarpmıştır . Demokrasiyi Türkiye nin bölünüp parçalanması ve batının çıkarları için kullanmak isteyenler , Türk Yargısına ve hukuk duvarına toslamışlardır . Farklı noktalara çekilmesi gereksizdir .
Bu toprakların bedeli kanla ödenmiştir , akan kanların sıcaklığı hala hissediliyor , bu toprakları ele geçirip , kendi çıkarları için kullanmak isteyenler , bir kere daha düşünsün , özellikle de iktidarda olup da işbirliği yapanlar .
Türk Milleti nin demokrasi birikimi, deneyimi ve sağ duyusu bunları da aşacaktır .
NOT : Sayın Başbakan , partisinin kapatılma davasının üzerine , A'raf Süresiyle cevap verdi
A'RAF Suresi 179. ayet;
Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte
onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.
Sayın Başbakana Kutsal Kitab' ımız Kuran 'dan bazı süreleri de ben hatırlatayım ,
Sen onların dinine uymadıkça ne yahudiler ne de hıristiyanlar senden aslâ hoşnut olmazlar.' (Bakara: 120)
Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları Dost edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğuna hidayet vermez!(Maide 51)
Eğer onlar Allah'a, Peygamber'e ve ona indirilen Kuran'a inanmış olsalardı, onları dost edinmezlerdi. Fakat onların çoğu yoldan çıkmışlardır. (Mâide: 81)
Diğer bir not ,
Sayın Başbakanın , DTP görüşmem demesi sadece mizansendir , Cumhurbaşkanı - Meclis Başkanı DTP ile görüştükten sonra , görev hasıl olmuştur .
Akıncı 16 Mart 2008