|
|
|
|
BU UTANCA ORTAK MISINIZ ? |
|
|
BU UTANCA ORTAK MISINIZ ?
Böyle bir durum ve ayrıcalık muz cumhuriyetinde bile olmaz , Gül denilen bu adam ( Gül e bu adam denmesinin nedeni hakkındaki yolsuzluk dosyalarından kaçmasıdır .) Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olacak ama hakkında yolsuzlukla ilgili görülmesi gereken dosyalar var . "Kayıp Trilyon " davası , bu davadan yargılanan eski başbakanlardan Necmettin Erbakan ceza almıştır . Aynı davadan yargılanması gereken Gül ün de ceza alması muhtemeldir .
Fakat kendi partisi onu dokunulmazlık zırhına büründürüp , hesap vermesini engelliyecek !
Acı ve utanç veren ise Türkiye 'de kendilerine aydın diyen demiyen yetkili bir kimse de çıkıp bu rezaleti anlatıp isyan etmiyor .
Eğer bu gün , anayasa mahkemesi , yargıtay , danıştay , sayıştay başkanı veya bir cumhuriyet savcısı Abdullah Gül 'ün hakkındaki yolsuzluk dosyaları ve iddiaları nedeniyle , yargılanıp aklanmadan bu adamın cumhurbaşkanı olamayacağını söyleyemiyorsa onlarda bu yolsuzluğun içindedir ve ortaktır demektir . Ne yazık ki benim aklıma başka bir açıklama gelmiyor .
Hiç mi onurlu bir Türk Evladı kalmadı , bu devletin ve bu milletin sayesinde maaş alıyorsunuz , öncelikle devleti korumak bu ünvanlara sahip olan sizlere düşer . Çıkıp kamuoyu önünde Abdullah Gül hakkındaki dosyalarla ilgili yargılanmadan ve aklanmadan cumhurbaşkanı olamaz neden diyemiyorsunuz ?
Gül denilen adamı dokunulmazlık zırhına sarmak ne kadar utanç verici ise bu duruma karşı çıkmayan ve sessiz kalan anayasa mahkemesi , danıştay , yargıtay , sayıştay ve diğer , Türkiye 'nin tüm yetkili organlarının yönetimleri de bir o kadar bu utançın ortaklarıdır .
Mecliste ise vekillerin en az 200 hakkında yolsuzlukla ilgili hesap vermesi gereken dosyaları var . Bu ne rezillik ne utançtır . Bunların hesabını soracak bir savcı - hakim veya , bu alçakça ve ahlaksızca duruma isyan edecek yetkili bir kimse yok mu . Bütün açıklamalar sadece türban üzerine mi olacak .
Başımız örtülü ama kıçımız açık olsun önemi yok . veya Türkiye bölünsün , parçalansın , satılsın , soyulsun ve her gün Şehitler versin ama türban olmasın .
Şimdi böyle hakkında ağır yolsuzluk dosyaları bulunan bir insanı Türkiye'ye cumhurbaşkanı olarak sececekler .
Acı acı gülüyorum , aklıma dürüst kalmağa çalışan ama bir taraftan da çalması ve rüşvet yemesi için teşvik edilen Şener Şen ve İlyas Salman filmleri aklıma geliyor .
Bu filmler bugün gerçek oldu , yazıklar olsun böyle insanlara ve haramzadelere , yedikleriniz kursağınızda kalsın .
Huzur bulmayın .
Hakkında ağır yolsuz dosyaları bulunan ve bu dosyalarla ilgili hesap vermekten kaçan birinin Türkiye 'nin Cumhurbaşkanı olmasını bir vatandaş olarak kesinlikle red ediyorum .
Gül denilen bu adam seçilse bile Türkiye 'nin bir cumhurbaşkanı yoktur .
" Gül'ü 'Kayıp trilyon' davasından sıyırmak için yeni Anayasa taslağına 'Cumhurbaşkanı dokunulmazlığa tabidir' diye bir madde ilave ettiler
Seçimden bir ay önce Erdoğan'ın talebi ile Anayasa değişiklik taslağı hazırlayan Prof. Dr. Ergun Özbudun değişikliğin ana hatlarının belli olduğunu söyledi. Taslakta en dikkat çekici değişiklik, Cumhurbaşkanı'na getirilen yargı dokunulmazlığı oldu.
YARIM KALAN DAVA
Taslakta yer alan 'Cumhurbaşkanı kişisel suçlarından dolayı milletvekili dokunulmazlığı hükümlerine tabidir' maddesi sadece ve doğrudan Abdullah Gül'ü ilgilendiriyor. Çünkü Köşk'e çıkmayı garantileyen Gül'ü yarım kalan 'Kayıp Trilyon' davası bekliyor.
NE CİNLİK AMA..
Mevcut Anayasa'ya göre Cumhurbaşkanı dokunulmaz değil. Yani hakkında daha önce açılmış bir dava varsa, (Kayıp trilyon gibi) yargılanmasına imkan veriyor. Yeni Anayasa'ya sokuşturulan dokunulmazlık maddesi ise buna imkan vermiyor. "
Güneş Gazetesinden 25 Ağustos 2007
|
|
|
|
|
|
|
Toplam 133502 ziyaretçi (314156 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|