Türkiye işgal altındadır .
Bu işgal bölgemizi ve komşularımızı da tehdit etmektedir . Bu işgali , iktidardakiler (zaten onları iktidara taşıyanlar şu anda Türkiye yi işgal edenlerdir.) ve onlara bağlı kurumlar ve başındakiler kabul etmiş ve sindirmiş durumdadırlar . Osmanlı dağılmadan önce nasıl ordusunun başında alman bir general varsa , bugünde TSK de amerikalı general ve amerikan yanlısı generaller tarafından yönetiliyor. Bir ülke işgal edildiğinde , yer altı yer üstü kaynaklarına el konulur , bunlar 10 yıl içinde TBMM de iktidar tarafından çıkarılan kanunlarla isgalciler lehine sağlanmıştır .
Halk köle haline getirilmiş, iktidara ve amerikaya muhalif olanlar , Türkiye nin birliğinden beraberliğinden yana olan vatanseverler aynı malta günlerinde olduğu gibi hukuk ve adaletin kesinlikle olmadığı bir şekilde hapislere atılmış ve ölmeleri beklenmektedir . Ne yazık ki yargılanmadan ve daha kendilerini savunamadan ölüyorlar da...
Basın susturulmuş , ağır vergi cezalarıyla sindirilmiştir. Sendikalar hükümet yanlısı hale dönüştürülmüştür. Demokrasi sadece sözde vardır. Genel ve yerel seçimler amerika tarafından verilen bilgisayar programıyla yapılıyor . Sonuç hep amerikanın iktidara taşıdığı parti kazanıyor.
Türkiye için kaçınılmaz son , TSK iktidarın emriyle amerika ve israil çıkarları için komşuları Suriye -İran ve daha sonrada eğer ordu kalırsa Rusya ile aynı korede olduğu gibi savaştırılacaktır . Bu saatten sonra amerika ve israilin var olması İran- Rusya ve Çin in yenilmesine bağlıdır .
Arap basınından savaş senaryosu
Al-Quds Al Arabi, İsrail’in İran’a saldırısına eş zamanlı olarak Türkiye’nin Suriye’ye saldırdığı bir senaryo çizerken başka Arap gazeteleri, Türkiye’nin Suriye sınırında “tampon bölgesi” oluşturmak üzere olduğunu iddia etti.
" Suriye ile ilgili gelişmelere geniş yer veren Arap medyası, Türkiye’nin Suriye sınırında “tampon bölgesi” oluşturmak üzere olduğunu iddia ederken Londra’da yayımlanan Al-Quds Al Arabi de, İsrail’in İran’a saldırısına eş zamanlı olarak Türkiye’nin Suriye’ye saldırdığı bir çatışma senaryosu çizdi.
Arap medyası ve analistler, Suriye ile ilgili yorumlarında bu ülkenin artan izolasyonunun bölgesel savaş olasılığını yarattığını öne sürüyorlar.
Merkezi Londra olan Al-Quds Al Arabi’nin tanınmış editörü Abdel Bari Atwan, Türkiye’nin, Suriye’ye yönelik bir saldırısının, İsrail’in, Suriye’nin en yakın müttefiki olan İran’a saldırısına denk düşeceği bir çatışma olasılığını dile getirdi.
Abdel Bari Atwan, “Türkiye ile sınırda tampon bölgeler kurulmasının, sorunun uluslar arası boyutunu kazanması sürecinin ilk aşaması olabileceği” savına da yer verdi.
İngiliz Telegraph gazetesine göre, başka Arap gazeteleri, ilk defa geçen yaz dile getirilen bir iddia tekrarlayarak “Türkiye’nin, mülteciler için güvenli bir bölge yaratmak amacıyla ordusuna Suriye ile sınırında ‘tampon bölgesi’ oluşturma emrini vermek üzere olduğu”nu öne sürdüler.
Bu arada, Al-Sharq Al-Awsat gazetesinin baş editörü Tarık Alhomayed de, Esad rejimi için geri sayım başladığını savundu.
Arap Birliği’nin Suriye ordusunu sivillere karşı şiddet uygulamama çağrısına dikkat çeken Alhomayed, “Acaba bu, Suriye ordusuna bir darbe çağrısı mıdır?” sorusunu sorarken de “Suriye ordusunun şimdi önemli bir konumda olduğu düşünülebilir” dedi."
Kaynak :
http://www.gazetebalikesir.com/2011/11/16/arap-basinindan-savas-senaryosu/
Burada arap basını denilen neşriyat aslında vahabi kökenli , ingiliz devşirmesi bir basındır , bunların müslümanlıkla uzaktan yakından bir ilgisi yoktur, aynı el cezire gibi.
Fakat senaryo doğrudur .
www.sorgu.tr.gg sitesini izleyenler bilirler , aslında yapılmak istenenin amerikayı yani batıyı bölgemizde egemen kılmak , Rusya , Çin ve İran ın etkisini yok etmek , bölgenin yer altı ve üstü zenginlerini tamamen ele geçirmek , halklarını köle etmektir. Diğer taraftan da Türkiye yi yeni bir sevr e tabi tutmaktır. Bu durumu sanırım artık bilmeyeniniz kalmadı.
Şimdi şu işaretlere bakın , barzani kuklasına ses çıkarmayanlar Esad a dayılanıyorlar , işin aslı amerika , tayyip ve güle son bir şans verdiler ya bize söz verdiklerinizi yaparsınız yoksa sizi iktidardan indiririz.. Gelinen noktanın başka bir izahı kalmadı . Çünkü tayip ve gülün Esad a böyle fütursuzca ve haksızca diklenmeleri başka türlü izah edilemez.
Suriye bölgemizde kilit bir ülkedir . Özellikle İran ın etkisizleştirlmesi ve Rusya nın çembere alınması için Suriye nin devşirilmesi yani batı tarafından aynı Türkiye gibi ele geçirilmesi şart oldu , Rusya , Akdeniz de Suriye nin limanlarını kullanarak savaş gemilerine lojistik destek sağlamaktadır .
İran a yapılacak bir askeri harekatta Suriye , israil için tehdit oluşturmaktadır . Lübnan daki Hizbullah Suriye topraklarını da kullanarak Suriye ordusuyla birlikte israile kok söktürüler.Eğer Suriye düşerse , Hizbullahın alanı daralacak ve Lübnan da sıkışacaktır. İran la yapılacak savaşta öncelikle Suriye nin düşürülmesi şart oldu.
Bu nedenle tayyip ve gül Suriye ye yükleniyorlar ve Suriyeli muhaliflere her türlü desteği veriyorlar . Tabi füze kalkanını da bu arada hatırlayalım. Yazılanlara göre amerikan askerleri bu yılın sonunda Irak dan çekilmeye başlayacaklar , füze kalkanı da yıl sonunda devreye girer . Tek engel Suriye de Esad ın devrilmesi ve Suriye nin amerika tarafından ele geçirilmesi kaldı.
İran a yapılacak bir askeri müdahalenin en büyük işareti , amerikan askerlerinin büyük bir kesiminin Irak dan çekilmesi olacaktır . Şöyle ki eğer amerika Irak dan askerlerini çekmeden İran a bir müdahalede bulunursa , İran Irak da bulunan amerikan askerleri üslerine Iraklı direnişçilerle birlikte ağır saldırılar düzenler.
Yalnız İran beni son zamanlarda şaşırttı , İran askeri üssünde meydana gelen patlama İran ın bir anlamda zaafiyetini gösteriyor . Ben İran ın , amerikan ve israil askeri müdahalesine etkili bir şekilde karşı koyacağını sanmıyorum. Şişirilmiş bir balon olabilir . İran a karşı yapacakları bir askeri müdahalede , emin olun amerika ve israil çekinmeden nükleer silah kullanırlar, çünkü bu savaş bir anlamda şerler için var olup olmama savaşı olacaktır. İran ın öncelikle bu nükleer saldırıya karşı koyması gerekir . Türkiye deki iktidar , kesinlikle amerikanın yanında yer alacaktır , İran öncelikle çok boyutlu düşünmek ve hareket etmek zorundadır .
Bölgemiz ülkelerinin ilk hedefi Türkiye deki iktidarı indirmek olmalıdır . Önce kendilerinin sonra da Türkiye nin başı büyük belaya girecektir. Türkiye resmen emperyalizmin maşası olmuştur.Bu süreç bölgemiz uluslarının çıkarına geriye döndürülmelidir. Türkiye deki iktidar amerikanın maşası olduğu sürece bölgemize barış ve huzur gelmeyecektir.
Suriye burada hem taktik hem de stratejik bir adım atabilir , bu hareketi riskli olmasına karşın Türkiye yi daha doğrusu tayyip iktidarını oldukça zorlar , şöyle ki Suriye Golan da israil tarafından işgal edilen topraklarını geri almaya çalışır ve israill e sınırlı da olsa bir askeri çatışmaya girecek olursa acaba Türkiye ,
yani müslüman tayyip bey iktidarı o zaman ne yapacaktır . Suriye nin yanında mı yer alacak yoksa bu sefer açıkça israili destekleyecekmidir . Müslümanlık maskeleri işte o zaman düşecektir. Nasıl ama tayyip bey iktidarının israille olan danışıklı dövüşü gün gibi aşikar değil mi .
Hafızamızı tazeliyelim , Başbakan Ecevit , amerikaya davet ediliyor, 29 Eylül 1999 ve ne isteniyor , Türkiye nin Irak a yapılacak olan amerikan askeri müdahalesine kayıtsız şartsız destek olması ... Ecevit ne cevap veriyor kesinlikle bu işe alet olmayız , sonuç uyduruk bir bahaneyle 2001 yılında çıkartılan ve medya tarafından şişirilen bir ekonomik kriz , özellikle de bankalara el konularak bankalar batırıldı ki ekonomik kriz daha derin olsun ,yaygınlaşsın ve halkı bezdirsin diye . Amaca ulaşıldı .
Bugün irecep ve gülün başında aynı istekler var , fakat bu sefer resmen Suriye ye Türkiye nin askeri müdahalesi istenmekten öte amerika ve israil tarafından acil olarak bekleniyor , yoksa sonuç mu , Ecevit in iktidardan düşürülmesini ve o günleri şimdi daha iyi hatırlayabileceksiniz .
Bu gelişmeleri hatırlayınca bazılarının Suriye için ardı arkası kesilmeyen düşmanca açıklamalarını ve telaşını sanırım daha iyi anlıyorsunuzdur .
Neyse konu güncel devam edeceğim.
16 Kasım 2011